Yaşamda Sadeleşme Üzerine
- Selen Baranoğlu
- 25 Nis
- 3 dakikada okunur
Daha Azla, Daha Gerçek Bir Yaşam:
Zaman zaman hepimiz kendimizi şöyle bir sorunun ortasında buluyoruz: “Bütün bu telaş ne için?” Öyle değil mi? Gerçekten de neden bu kadar hızla koşuyor, nefes almayı unutarak yaşıyor ve kendimizi sürekli öteliyoruz, bir fikriniz var mı?
Sürekli tüketmenin, koşturmanın ve daha fazlasını istemenin normalleştirildiği bir dünyada “hadi sadeleşin” demek gerçekten cesaret işi. Bir kere bunu söylediğinizde insanların azımsanmayacak kadarı size biraz kaçık yaftası yapıştırabilir. Öte yandan, ancak bu karşıt seslere ve yargılara rağmen kendi yolunuza sahip çıkmaya devam ettiğinizde, yaşamda sadeleşmenin insanın içini rahatlatan bir yolculuk olduğunu bizzat tecrübe ediyorsunuz.

Yaşamda sadeleşmek, sadece gereksiz eşyalardan kurtulmak değil; zihinsel yüklerden, toplumsal kalıplardan, önemsiz meşguliyetlerden de arınmak demek. Kendi adıma bunu tecrübe etmiş bir insan olarak, bu tecrübe ettiklerimi başkalarına da aktarmak için tam olarak 3 yıl önce Yaşamda Sadeleşme Dönüşüm Eğitimlerini başlattım. Üzerimdeki tüm rollerde yaşantıma anlam kattı sadeleşme; kadın, anne, eş, eğitimci, yazar, akademisyen… tüm kimliklerim üzerlerine yapışan fazlalıklardan arınıp özünde gerekli olanlarla kaldı ve bu, bana bambaşka bir yaşamın kapılarını açtı.
Bu hafta yaşamda sadeleşme üzerine hazırladığım bu yazıda “neden sadeleşmeliyim?” sorusunun cevabına birlikte bakalım istedim.
1. Bilinçli Tüketici Olmak: Tüketimin Bizi Tüketmesine İzin Vermemek
Bugün bizi mutlu edeceğini sandığımız çoğu şey, aslında birer pazarlama stratejisi. Evet, evet gerçekten de öyle! Çalış, kazan, harca, çalış, kazan, harca… Bunu duymak başlangıçta biraz sarsıyor insanı ama gerçeklere gözlerimizi kapattıkça nasıl uyanacağız, değil mi? Sadeleşmek ilk olarak, bu döngüyü fark edip bilinçli tüketici olmaya karar vermek demek. “Gerçekten ihtiyacım var mı?” sorusunu sormaya başlamak bu dönüşümün ilk adımı.
Bilinçli tüketmek demek, kaynaklarını hem kendine hem de dünyaya zarar vermeyecek şekilde kullanmak demek özünde. Ayrıca bir de gereksiz tüketimden kaçınmanın sadece cüzdanını değil zihnini de rahatlattığını söylememe gerek var mı?
2. Kapitalist Sistemden Uyanmak: Daha Fazlası, Gerçekten Daha mı İyi?
Kapitalist düzen, bize hep daha fazlasını almamız gerektiğini fısıldar. Hatta fısıldamayı geçtim bu bağıra bağıra, göstere göstere söyler. Tüm reklamlar, sosyal medya, diziler arka planda daha fazlasına sahip olma dürtümüzü besleyecek şekilde hazırlanır, tasarlanır. Yeni bir kıyafet, daha büyük bir ev, daha hızlı bir telefon… Tüm bunlara belki siz de sahipsiniz veya sürekli olarak bu döngüyü yaşıyor, alışveriş yapıyorsunuz. Peki tüm bunlara sahip olmak size ne getirdi ve sizden ne götürdü? Bunların farkında mısınız? İşte sorulması gereken soru. Kazandığınızı sanırken aslında kaybeden tarafa geçiyor olabilir misiniz?

Sadeleşmek, bu sistemin dışına çıkmak için küçük bir çıkış kapısı açmak gibidir. İçinde bariz bir baş kaldırış vardır ve ben de bu tarafını pek bir severim. Kendine dönmek, ne istediğini kendi iç sesinle duymak artık o kadar zorlaştı ki bu dönemde, yaşamda sadeleşme ile işte bunu başarıyorsun. Yaşadığın hayat senin ve senin önceliklerine göre şekillenmeli, başkalarının senin için seçtiklerine göre değil.
3. Önceliklerini Hatırlamak: Kendi Yaşamının Mimarı Olmak
Yaşamda sadeleşmek, yaşadığın hayatı yeniden tasarlamaktır, tıpkı bir mimar gibi. Kendi hayatını neyi sevdiğini, neyi yapmak istemediğini hatırlayarak yeniden tasarlama şansına sahip olursun sadeleşerek.
Gün içinde harcadığın zamanın çoğu nelere gidiyor? Kazandığın para hangi kaynaklara akıyor? Peki ya dikkatin, enerjin? Tüm bunlar aslında hayatını şekillendiriyor. O zaman onları nereye yönlendirdiğinin farkında olursan, kendi hayatının da mimarı olursun.
Peki sen onları nereye yönlendiriyorsun?
Sadeleşmek, kendi yaşamının kontrolünü eline almak demek. Başkalarının değil, kendi kurallarına göre yaşamaktır.
4. Sürdürülebilir Bir Dünyaya Katkı Sunmak: Daha Azla Yaşamak, Daha Fazla Paylaşmak
Bilinçli tüketmek, sadece bireysel bir tercih değil, kolektif bir sorumluluktur aynı zamanda. Doğaya saygı duymak, geleceğe yatırım yapmak tam da bu sorumluluğu alarak başlar. Günümüzde herkes bir şeylerin düzelmesi için bir başkasının harekete geçmesini bekliyor. Herkes bir kurtarıcı peşinde. Fakat yaşamda sadeleşmek o kurtarıcının öncelikle sen olduğunu görmeni sağlıyor.
Daha az kaynakla yaşamayı öğrenmek, çevresel ayak izimizi küçültmek anlamına geliyor. Bu, çocuklarımıza daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için atılacak en sade ama en güçlü adım olabilir. Asıl zenginlik en çok şeye sahip olmak değil, en az şeye ihtiyaç duyarak yaşayabilmektir özünde.

5. Zamanını Sevdiklerine Doldurmak
Yaşamda sadeleştiğinde şunu fark edersin: Aslında ihtiyacın olan şey daha fazla eşya değil, daha fazla anı. Yani yaşamak, eşya değil anı biriktirmekle mümkün. Sevdiklerinle geçirilen kaliteli vakit, seni besleyen bir hobi, sessiz bir sabah, derin bir nefes… Bunlara yer açmak için sadeleşmemiz mühim.
Çünkü hayat, gerçekten önemli olanları fark ettiğimizde güzelleşiyor.
İşin özü yaşamda sadeleşmek sadece bir kerelik ulaşılacak bir varış noktası değil, yaşam boyu içinden geçilecek bir hayat yolculuğu. Her gün biraz daha sade, biraz daha kendin gibi olarak ilerlediğin bir yolculuk bu ve istediğin zaman bu yolculuğa başlayabilirsin.
Eğer bu aralar bunun için kendini hazır hissediyorsan ve bu yolculukta bir rehbere ihtiyacın varsa yıl içinde sınırlı sayıda açılan Yaşamda Sadeleşme Eğitimi için sen de aramıza katılabilirsin. Linki buraya bırakıyorum.
Unutma, sade yaşam yoksunluk değil, özgürlük getirir ve sen hazır olduğunda başlar.
Comments