Sadeleşmek gerekli hayatta. Kulanılmayan, işe yaramayan, zarar veren ve sırf "göstermelik" duran her şeyden arınmak lazım. Bu, gardırobunuzda yıllardır giyilmeden öylece duran bir kıyafet de olabilir, ihtiyacınız olduğunda hiçbir zaman yanınızda bulamadığınız sözde bir dost da.
Sadeleşmek bunların hepsini kapsayan geniş bir kavram özünde. Bir çok insan, yaşamı sadeleştirmeyi sadece eşyada azaltma yapmak olarak görüyor. Eşyada sadeleşmek, yaşamda sadeleşmenin sadece bir adımı. Asıl mesele insanın tüm fazlalıklara veda edebilecek bilinç seviyesine ulaşması.
Leonardo Da Vinci "Sadelik en yüksek gelişmişlik düzeyidir." derken bu bilinç seviyesini kasteder aslında. İnsanın derinleşmesi için boş kalabalıklardan arınması çok mühim. Ancak bu şekilde maddeden mânâya, dıştan içe yönelebiliriz. Bilincin gelişmesi ve güçlenmesi ancak bu şekilde olur. İnsanın anlama önem vermeye başlaması, içeriği dış paketinden ayrıt edebilmesi, miktar yerine kaliteye önem vermesi yüksek bilincin göstergesidir.
Küçük hesaplarla uğraşmak, başkalarının işleriyle meşgul olmak, dışarının değer yargılarına göre hayatını şekillendirmek asla tatmin dolu bir hayat getirmez. Bu şekilde bir yaşam akmaz, donar.
Bunun yerine öze odaklanmak, yani sapla samanı ayırarak yaşamaya başlamak mutlu bir hayatın garantisidir. Çünkü kendi değerlerini onurlandırarak yaşamaya başlarsın bu şekilde. Sevdiğin, kullandığın, önemsediğin her şeye daha fazla alan, zaman ve enerji ayırmaya başlarsın. Onları daha özgürce kucaklarsın.
İşin özü, sadeleşmek gerekli hayatta. Fazlalık olarak görünen her şeyden arınmalı. Gerekli mesafeleri koymalı. Şekilcilikten kopmalı. Gösteriş için yaşamayı bırakmalı.
Hayat kendi özünde inanın çok güzel.
Comments